13 Ocak 2014 Pazartesi

Kızıl Tilki

Kızıl tilki latince adıyla vulpes vulpes, köpekgiller (canidae) familyasının en yaygın bulunan tilki türüdür bu yüzden tilki denilince akla kızıl tilki gelir.
Bir kızıl tilki 40 cm kuyruğuyla toplamda 1.15 m uzunluğa sahiptir. boyu 40 cm olan bu canlı yaklaşık 7-9 kilo ağırlığındadır. Bölgelere göre post rengi farklılık gösterse de tipik olarak sırt kısmı kızıl, karın kısmı beyaz ve bacaklarının yarısından patilerine kadar olan kısmı ise siyahtır. Gözler badem şeklinde ve kehribar rengindedir, göz bebekleri ince çizgi şeklindedir. kulakları geniş, dik aynı zamanda tüylüdür. kulakların duruşu ona kurnazlık ünvanını kazandırmıştır :) kuyrukları kalın ve çok tüylüdür bu yüzden kuyruklarından tanınmaları olasıdır.


Neredeyse dünyanın her yerinde yaygındır, 19. yüzyıl'da tıpkı tavşanlar gibi yerli olmadıkları avustralya'ya avcılar tarafından götürülmüş, burada doğal düşmanlarının olmaması sebebiyle hızla çoğalmış, ve avustralya'daki pek çok yerli küçük hayvanın neslini tüketmişlerdir.


Çok farklı yaşam alanlarına adapte olabilen kızıl tilkiler, orman, kır ve tarlalarda yaşamayı tercih ederler. insanlarla ve diğer yırtıcılarla karşılaşmaktan kaçındıkları için genelde gece ve tek başlarına avlanırlar. bulundukları bölgedeki kuş, sıçan, fare ve tavşan gibi küçük hayvanları avlayarak bu hayvanların populasyonlarının dengede kalmasını sağlarlar.


Maalesef avcılar tarafından kürkü için avlanan hayvanlar kategorisinde yer alırlar. sahip oldukları kürk nedeniyle hangi canlı ölümü hak edebilir? unutmayın: KÜRK CİNAYETTİR!

Husky

Husky ya da ülkemizde bilinen adıyla sibirya kurdu, yüzyıllar boyunca kızak çekme, ren geyiği çobanlığı ve bekçilik gibi pek çok görevde kullanılmış köpek ırkı.
Mavi gözleri ve keskin bakışları yüzünden korkutucu olarak tanımlanmasının aksine son derece cana yakın ve sevecen bir türdür. Genelde inatçılıklarıyla ve özgürlüklerine düşkünlükleriyle tanınan huskyler çocuklara karşı hoşgörülüdür ve insanlarla iyi geçinir. Avcılık özelliklerini kaybetmemeleri dolayısıyla, gördükleri kuş, fare, sincap gibi küçük canlıları avlamaya çalışırlar.


Boyunları dik ve kalındır, sırt kısmı meyilsiz yani düzdür,gözleri badem şeklinde, kulakları dik tüylü ve uçları ovaldir, kuyruğu adeta tilki kuyruğuna benzer kalın ve bol tüylüdür. Bunun dışında kahve-beyaz, gri-beyaz ve siyah-beyaz olmak üzere üç renk varyetesi vardır ya da tüm post beyaz olabilir. gözler, mavinin dışında koyu kahve ya da kehribar renginde olabilir. yapıca iri bir türdür, postları kış şartlarına uyumlu olduğu için sıcak havalarda çok fazla bunalır bu yüzden durgunlaşır ve oyun oynamaya karşı isteksizleşirler. 


Lider vasıflarının bulunması dolayısıyla eğitimi çok fazla sabır gerektirir çünkü bir husky eğitilmekten sıkılır ve ilgisi çabuk dağılır. çoğunlukla verilen komutları dinlemezler ve başına buyruk davranırlar. bir husky'i eğitmenin tek yolu sabırlı davranmaktır eğer siz inat ederseniz o da sizinle inatlaşacaktır, tolerans gösteren taraf siz olmalısınız :)
Soğuk iklim canlıları oldukları için sıcağın onlara pek iyi gelmediğini söylemiştik bunun yanı sıra apartman yaşamına pek uygun değillerdir. bahçeli bir evde az da olsa kendini özgür hissedebileceği ve yazları çok sıcak olmayan bölgelerde mutlu olurlar. çok fazla havlamazlar fakat bunun yerine uluma davranışı gösterirler.


Son olarak söylemek istediğim bir şey var, lütfen pet shoplarda görüp bu hayvanları satın almayın, eğer barınaklara uğrayacak olursanız pek çok husky'nin yuva aradığını göreceksiniz. bir huskyniz olsun istiyorsanız bulunduğunuz bölgedeki hayvan barınaklarına gidin.


10 Ocak 2014 Cuma

Tavşan

Tabi benim gibi tavşan manyağı birinden doğanın en sevimli canlılarını es geçmem beklenemezdi. işte uzun kulaklar ! :)

Tavşan, leporidae familyasını oluşturan memeli türlerinin ortak adıdır. Dünya üzerinde çok sayıda tür mevcut olmasına rağmen, genellikle yabani tavşan ve evcil tavşan olarak iki gruba ayrılırlar. yabani tavşanlar evcil tavşanlardan anatomik yapı ve davranış olarak farklıdırlar. bir kere yabani tavşanlar, evcil akrabalarına göre daha uzun kulaklı, güçlü bacaklı ve çok daha iri canlılardır. normal tavşanlar genelde toprağa kazdıkları oyuklarda yaşarlar ve avcılardan saklanarak korunurlar. yabani denilen türde ise avcılardan korunmanın tek yolu kaçmaktır. aynı şekilde normal bir tavşanın yavrusu çıplak doğarken, yabani tavşan yavruları doğduklarında kıllılardır ve bir günde vahşi yaşama adapte olabilecek hale gelirler. ayrıca tavşanlar kemirgen (rodentia) ailesine mensup değil,  tavşangiller (lagomorpha) ailesine mensup canlılardır. kemirgenlerle yalnızca uzaktan akrabalardır.

yabani bir tavşan.

Evde Tavşan Var !
 Son zamanlarda tavşanlar da tıpkı kedi köpekler kadar popüler evcil hayvanlar oldular, ama maalesef pet shoplarda ufacık kafeslerin içinde satılan bu avuç içi büyüklüğündeki tüy yumakları geçici hevesler uğruna alınıp, daha sonra yetişkin bir kedi boyutuna geldiğinde sokağa terk ediliyor. hatta pek çok anne baba çocuklarının istemesi üzerine alıyor onları, sanki canlı değil de oyuncaklarmış gibi... tavşanlar yetişkinken bile narin canlılar ve en ufak bir yanlış tutma ya da kaza ile belleri kırılıp felç olabilirler, bir çocuğun elinde minicik bir yavru tavşanı düşünün, ve sonunun ne olacağını?
Hadi diyelim bu ufak tavşancık tutundu hayata ve ölmedi, bu kez ne oluyor biliyor musunuz? büyüyen tavşan evdeki eşyaları kemirmesi ve gereken temizlik yapılmadığı için -burayı özellikle vurguluyorum çünkü bir tavşan en az bir kedi kadar temizdir ve tuvalet eğitimini içgüdüsel olarak alır- koktuğu gerekçesiyle atılıyor sokağa.
Sizden tek istediğim hayvanların da tıpkı bizim gibi yaşama haklarının olduğunu kavramanız. lütfen pet shoplardaki hayvan ticaretine ortak olmayın eğer bir evciliniz olsun istiyorsanız, barınaklardan sahiplenin ya da bu işe kendini adamış, baktığı her canlıyla ayrı ayrı ilgilenen güvenilir üreticilerden satın alın. barınaklardaki demir kafeslerin ardındaki terk edilmiş canlıları görmezden gelip pet shoplardaki uçuk fiyatlara satılan cins diye tabir edilen hayvanlar satın almayın çünkü bu bir arz-talep meselesi siz belki onu o kafesten kurtardığınızı düşünebilirsiniz unutmamanız gereken şey onun yerine yarın yenisinin geleceği. üzgünüm ama durum bu ben en iyisi tekrar tavşanlara döneyim.



Tavşanlar ne yer ne içer ?
Tavşanlar herbivor yani otobur canlılardır ve kesinlikle ot ile beslenirler. ot dediğimiz şeyleri biraz açarsak yeşil biktiler, meyveler, yemişler, ot kökleri ve tabi ki kuru ot. Kuru ot tavşanların sindirim sistemine yardımcıdır, sindirim sistemini düzenleyerek ishal olmayı önlerler çünkü ishal bir tavşan için çok risklidir.
Evde beslediğimiz tavşanlara pelet yem verebilirsiniz, bu yem tavşanın ihtiyaçlarını karşılar düzeydedir ve bir kedi köpek mamasından çok daha ucuzdur. sadece pelet yemle sınırlı kalınmamalı, bunun yanında yeşillik ve kuru ot da verilmelidir. yalnız yavru tavşanlara yeşillik verilmesi 3. aya kadar önerilmez çünkü sindirim sistemi bundan çabuk etkilenir, ishal riski artar. bunun dışında bugs bunny'nin aksine tavşanlar çok fazla havuç sevmezler :) tavşanlar şeker sindiriminde zorlanır ve havuç çok fazla şeker içerir bu yüzden havucun sık verilmesi yanlıştır. Bir diğer yanlış kanı da tavşanların su içmediği, suyu yediği yeşilliklerden aldığı yönündedir. tavşanlar tabi ki su içer!



Tavşanlarda üreme
Tavşanlar tıpkı diğer memeliler gibi doğurarak ürerler. Üreme hızları hakkında daha çok bilgi edinmek istiyorsanız avustralya tavşan istilasını bir araştırın derim :) şaka bir yana avustralya'da evcil tavşan beslemenin yasak olduğunu duymuştum. o taraflardan bu yazıyı okuyan varsa hemen burayı terk etsin ! boşuna heveslenmeyin diye diyorum canım :)
Bir dişinin gebe kalması için tek bir çiftleşme yeterlidir çünkü dişi çiftleşmeyi kabul ettiği zaman kızgınlık dönemindedir ve çiftleşme neredeyse % 100 oranında gebelikle sonlanır. Gebelik süresi yaklaşık 29-32 gündür eğer tavşanınız 34. günün sonunda doğurmamışsa bu yavruların öldüğü anlamına gelir.
Gebe kalan dişi durgunlaşır ve iştahı artar aynı zamanda karnı şişmeye başlar doğumdan bir iki gün önce yavru tavşanlar tüysüz doğacakları için anne gıdı bölgesindeki tüylerini yolarak doğacak yavrulara yatak hazırlar. bazen dişi tavşanlar çiftleşmedikleri halde bu davranışları gösterirler buna yalancı gebelik denir. yalancı gebeliğe sebep olan şey dişinin vajinasının mekanik olarak uyarılmasıdır bu uyarılma siz onun tüylerini tararken bile gerçekleşebilir. yalancı gebelik yaşayan tavşanlar tıpkı gerçek gebe davranışı sergiler fakat doğum için geçen süre sona erdiğinde bu davranışlar da son bulur. tavşan normal davranmaya devam eder.
Tavşanlar gece aktif canlılar oldukları için doğum sabaha karşı alacakaranlık zamanı gerçekleşir yavru sayısı üçden sekize kadar değişebilir. yeni doğan tavşanlar annelerinin kokusunu üzerlerinde taşırlar bu yüzden yeni doğmuş tüysüz bir tavşana dokunursak elimizin kokusu sindiği için anne onu artık tanımaz bu da yavrunun ölümüyle sonuçlanır. yavruların on gün boyunca gözleri kapalıdır daha sonra gözleri açılan yavrular evin içinde dolaşmaya başlarlar :)
Size tek önerim şu eğer bu kadar hızlı üreyebileyecek canlılarla başa çıkamayacaksanız farklı cinsiyetten tavşanları evinizde bulundurmayın ya da tavşanınızı iyi bir veteriner hekime götürerek kısırlaştırın.




Tuvalet eğitimi
Tavşanlar çok rahat tuvalet eğitimi alabilirler, yetişkin bir tavşan avcılardan korunmak için kendi belirlediği bir yere idrarını bırakır ve orayı tuvaleti beller. evdeki bir tavşan için ise kedi tuvaletlerinden almanız ve içerisine talaş koymanız yeterlidir önemli olan şu ki bu tuvalet her gün mutlaka temizlenmelidir şayet tavşanınız alıştırmak istediğiniz yer dışında başka bir yere çişini yaparsa ki bu yavruyken yaptığı çiş kazalarıdır :) o bölgeyi kokulu deterjanla iyice silin çünkü tavşanlar idrar kokularının bulunduğu yere tekrar işer. dışkı için aynı şeyi söyleyemeyeceğim tavşanlar gezdikleri yerlere ufak siyah toplar bırakır ama bu toplar son derece kuru dışkılardır yapışması ya da kötü kokması söz konusu değildir tabi ki ishal durumu dışında. ayrıca tavşan tuvaletine iyice alıştığında dışkılamayı da oraya yapmayı tercih ettiğini göreceksiniz. bunun dışında tavşanlar kaprofaji denen bir olayı gerçekleştirirler bu normal dışkıya göre sıvı ve besin değeri yüksek bir dışkının anüsten çıkarken tekrar yenmesi durumudur bu tavşanlar için çok önemlidir, eğer kaprofaji yi önlemeye kalkarsanız tekrar sindirmek isteyeceği besinleri vücuduna alamaz ve böylece bağışıklık sistemi zayıflar. hiç merak etmeyin ortalığın batacağı filan yok tavşanlar gayet özenle ağızlarını anüslerine götürüp bu tür dışkıları yer ve sonrasında yalayarak kendini temizler hatta bir tavşan sahibi olarak bu tür dışkıyı hiç görmedim diyebilirim demek bizim oğlan fazla titiz :)

Kemirme problemi
Tavşanlar kemirmeyi seven canlılardır bu yüzden evde beslerken dikkatli olunmalıdır özellikle elektrik kablolarına dikkat edin tavşanlar bunları kemirmeyi sever aynı zamanda karton kutulara da bayılırlar. evinizdeki eşyaların biraz kemirilmesini göze almalısınız. kemirmeyi önlemek için ufak tahta parçaları verebilirsiniz yalnız dikkat etmeniz gereken şey bu tahtalar pet shoplarda satılan boyalı tahtalar olmasın. ayrıca bir tavşana zehirli olmayan ağaç dallarını da verebilirsiniz bunun haricinde kozalakla oynamayı çok sevenler de var. bu oyuncaklarla stres atmak kemirme kazalarını en aza indirir ayrıca tavşanların yaşı ilerledikçe kemirme istekleri azalır. bir tavşana kapalı bir balkon, bir oda veya çatı katınızı ayırırsanız onu kafesten kurtarmış olursunuz. çünkü tavşanlar tıpkı diğer hayvanlar gibi kendilerine özel alan isterler.  bir tavşanın bir eşyayı sahiplendiğini o eşyaya çenesini sürtmesinden anlayabilirsiniz, kokularını bırakarak eşyayı işaretlerler hatta kendilerine bölge belirlerler :)

Tavşanlar yıkanır mı?
Hayır bir tavşan kesinlikle yıkanmaz onlar bu konuda kedi gibidirler suya girmeyi ve ıslanmayı pek sevmezler dahası üşütüp hasta olabilirler. baktınız çok kirlendi nemli bir bezle silip kurulayabilirsiniz ama unutmayın tüyler iyi kurutulmalı.

Not: Daha fazla bilgi almak isterseniz sizi http://www.tavsan.org/main.php adresine yönlendirebilirim. sadece tavşanlar için kurulmuş ve emek verilmiş bir site.

LUNA
Luna 2 mayıs 3013 tarihinde eve geldi. geldiğinde portakal boyutunda ufacık bir yavruydu önce eskiden balıklarım için kullandığım büyük bir akvaryumu kafes yaptık ona, şuan ise teras katta tahta plaklarla çevirerek yaptığım bir alanda yaşıyor tek sorunumuz üniversite yüzünden ondan ayrı kalmam. onun dışında bir problemimiz yok dimi koç? :)
Önce dişi olduğunu düşünmüştüm ama bir keresinde kafesini temizlerken kucağıma aldığımda testislerinin belirginleşmeye başladığını fark ettim, o vakte kadar herkes kızım diye sevdi garibimi :)

bu ilk fotoğraflarından.

geleli iki hafta olmuş.

ağzını yediğim !


çitle çevirdiğim alanda onun için yaptığım bir yuva da var onun üzerine çıkmış burda :)


 tuvalet baskını ! eski çekmecenin kenarları itina ile kemirilmiş :)

bu da kendisine hazırladığım öğün yandaki ufak olan hamster için.


9 Ocak 2014 Perşembe

Alakarga

Kargagiller (corvidae) familyasından, kanat lekeleri mavi ve beyaz, kuyruk sokumu beyaz kuyruğu ise siyah renkli olan kuş türü.
Uçuşta beyaz kanat paneli, kuyruk sokumu ve siyah kuyruğu ile hemen tanınır. Genellikle tek başına ya da küçük gruplar halinde gözlemlenebilirler. İlk baharda ise daha büyük gruplar oluşturarak uçarlar. Türkiye'nin her yerinde çeşitli türlerini görmek mümkündür. ormanlık arazilere, meyve. zeytin, fındık bahçelerine, büyük parklar ve şehir parklarına yayılmışlardır.


Kanatlarındaki mavi-lacivert ve siyah renklerini bir arada bulunduran tüyleri mükemmeldir. diğer karga türlerine oranla daha küçük ve renkli bir tür olmasına rağmen sesi tıpkı diğer karga sesleri gibi rahatsız edici :)


Meşe ağaçlarına hayranlığım dolayısıyla benim en sevdiğim kuşlardandır. Alakargalar meşe palamudu delisidir. Sonbaharda buldukları palamutları kış için toprağa gömerler fakat bazen palamutları gömdükleri yerde unuttukları için ilkbaharda yeni meşe filizlerinin topraktan çıkmasına neden olurlar :)

8 Ocak 2014 Çarşamba

Dikdik


Dikdik, modaqua cinsini oluşturan 60 cm uzunluğu ve 35 cm yüksekliği ile dünyanın en küçük antilop türlerinin ortak adı. korktuğu zaman çıkardığı ses yüzünden dikdik olarak anılmış bununla birlikte güçlü bir ıslık sesi çıkarabilen canlılardır. tıpkı diğer antilop türleri gibi ürktüğünde zikzaklar çizerek kaçar. boyut olarak ufak canlılar oldukları için çalıların arasına girip yırtıcılardan korunabilirler bu yüzden savananın çalılık bölgelerine yayılmışlardır. çalılıklar onlar için bir avantaj sayılsa da ürkek tabiatlı olduklarından besin aramaya gece çıkarlar. akasya ve meyveleri yerler. eti insanlar tarafından makbul sayılmadığı için avcılardan yana korkusu yoktur.
Çift tırnaklı canlılardır. vücudu kahverengi-boz bir postla kaplıdır, gözleri büyük ve ovaldir ve ön kısmında buruna doğru uzanan siyah bir leke bulunur. yalnızca erkek dikdiklerin boynuzları vardır. burunları karakteristik, kulakları ise geniştir.

Bu fotoğrafı boyut olarak ne kadar küçük olduğunu göstermek amacıyla ekledim. Sizce de çok sevimli değil mi?


Etinin makbul sayılmadığına sevindim. ben böyle sevimli bir şeyi tencerede düşünemiyorum.



Mısır Mau

Mısır mausu anavatı Mısır olan, tüy bakımından kısa denebilecek tüylere sahip bir ev kedisi ırkı. Yaklaşık 3 bin yıldır mısırlılar tarafından yetiştirilmesine rağmen, kedici dergisine göre ilk kez 1953 yılında İtalya'da sürgünde olan (ne alaka ben de anlamadım :D ) bir Rus prensesi tarafından keşfedilmiş. Ev kedilerinin en hızlısı olarak bilinen bu kedicik, 2007 yılında yapılan araştırmalara göre vahşi doğada yalnızca iki yüz adetden az sayıda kedi yavrusunun tespit edildiği açıklanmış.


Gerek anatomik yapıları gerekse karakter olarak diğer kedilerden ayrılan özelliklere sahip. Anatomik açıdan uzun, zarif ve kaslı yapıda olan kedinin gövde kısmını saran beneklerinin, kuyruk ve bacaklara doğru gidildiğinde çizgisel bir hal aldığı görünür ayrıca alnında çok belirgin bir M harfi bulunur. Arka bacakları ön bacaklara göre daha uzun ve patileri ovaldir. profil çizgilerinin zarif olmasıyla birlikte baş kısmı muntazam üçgen bir haldedir. İki kulak arasındaki mesafe uzun, kulak kepçesi geniştir. Gözleri badem şeklindedir. orijinali yeşil olan göz rengi amber renginde de olabilir. tüy rengi bakımından gümüş, bronz, duman ve siyah-duman olmak üzere 4 çeşit varyetesi mevcut. tüyleri parlak olan mısır mausu iyi bir bakımla muhteşem bir görüntüye sahip olabilir.



Karakteri bakımından ev kedilerinin en sosyali konumunda olmalarının yanı sıra hızlı oldukları ve vahşi özelliklerini hala barındırdırdıkları için bir ev kedisine göre daha çevik canlılardır. Bahçeli bir ev bu kedileri için en uygun yuva olsa da apartman yaşamına kolayca adapte olabilirler. canlı, neşeli ve oyunculardır aynı zamanda anaç oldukları hatta erkek kedilerinin de yavru bakımıyla ilgilendiği söylenmektedir.
Gördüğünüz gibi tipik bir ev kedisi olmasına rağmen vahşi özelliklerini ve çevikliğini kaybetmemiş olması gerçekten güzel. benim de sahiplenmek istediğim kediciktir kendileri. Asil duruşlarını yediğim ! :)

Blog'un amacı

Bu blogu açmadaki amacım, bir veteriner hekimi adayı olarak az da olsa bildiklerim hakkında bir şeyler paylaşmak. Aynı zamanda kendime göre özel bulduğum hayvan türlerini, internetten yaptığım araştırmalar ve  alıntılar ile size tanıtmak. hadi başlayalım mı? umarım keyif alırsınız... :)